MATHIEU COLLOGHAN / Tasarımcı
Bıyık ciddi bir iştir. Şakaya gelmez. Guy de Maupassant, La Moustache’ın kadın kahramanına şöyle dedirtiyor: “Bıyıksız bir erkek, erkek değildir (…) Erkeksi bir fizyonominin vazgeçilmezidir bıyık. Dudak üzerindeki bu küçük kıl fırçasının göze ne kadar iyi geldiğini, eşler arasındaki ilişkilere ne kadar faydalı olduğunu asla hayal edemezsiniz.” İşte arifâne sınıflandırmaları, türevleri ve alt grupları ile “bıyık”, daha doğrusu “bıyıklar”: Galyalı, popüler ve kepçemsi, sivri Aristo veya balmumu ile şekil alan bisiklet gidonu. Diktatörlerin bıyık bırakma eğilimlerini inceleyen bir araştırma bile var. Ancak kesin bir şey söylemek mümkün değil, çünkü hükümdarların yüzde 42’sinin burunlarının altında kıl bırakmasının sebebi genellikle bunun ülkelerinde de yapılıyor olması.
17 Nisan 1907’de Fransız birlikleri Fas’taki Oujda’yı işgal ediyor… Rudyard Kipling Nobel Edebiyat Ödülü’ne layık görülmüş… Parisliler de ilk güzel günlerin tadını çıkarıyor, ana bulvarlardaki kafelerin (2) teraslarına akın ediyorlar. İşte tam o sırada, 18:30’da, sürpriz bir şekilde ortaya çıkıyor bıyık grevi. Saatler buçuğu gösterdiğinde garsonlar sipariş almayı bırakıp içkileri topluyor, ücretlerini almak için tezgâha gidiyor, önlüklerini teslim edip kafeden ayrılıyorlar. Fabrikalardan uzakta gelişen bu sosyal hareket karşısında şaşıran tüketicilerin kuşkulu ve eğlenen bakışları altında, kaldırımlarda küçük gruplar halinde buluşuyor garsonlar.
Özel İçerik
Bu içerik sadece gazeteye abone olan okuyucular içindir.Yazının devamını okumak için gazetemize abone olmak ister misiniz?