PIERRE RIMBERT
Sırt ağrısı ve hava durumu gibi, “küreselleşmenin sonu” konusu da basında düzenli olarak ısıtılıp ısıtılıp yeniden servis edilen konulardan biridir. Köşe yazarları ve gazeteciler, 11 Eylül 2001 saldırılarının ardından, akabinde 2008 mali krizi sırasında ve tekrar 2010’ların ortasındaki Avro krizi sırasında küresel liberalleşmenin tabutunu çiviledi. Covid karşıtı politikalar nedeniyle küresel tedarik zincirlerinde oluşan kaos, artan ABD-Çin gerilimi, Ukrayna’daki savaş ve enerji krizi gibi konularla birlikte yeni bir otopsi raporu yazmanın vakti geldi. Baş Hukuk Memuru, BlackRock yatırım fonunun Başkanı ve CEO’su Bay Larry Flink, 24 Mart 2022’de hissedarlara hitaben yazdığı yıllık mektupta, “Rus işgali, otuz yıldır bildiğimiz küreselleşmeyi sona erdirdi” diye yazdı. Mayıs sonunda Davos’ta toplanan Dünya Ekonomik Forumu’nun kongre üyelerine soğuk duş etkisi yaratmak için “küresellikten uzaklaşma”, yer değiştirmeler, “çok taraflılık”, korumacılığın geri dönüşü gibi konular üzerine uluslararası bir makaleler dizisinin yayınlanması yeterliydi.
Peki sfenksi bu sefer nasıl diriltebilir ve onu yanıcı bir jeopolitik bağlama alıştırabilirsiniz? 2000’lerin küreselleşmesinde amaç kapsayıcı olmaktı. Dönemin mimarları, Çin’i (2001) ve hatta Rusya’yı (2012) Dünya Ticaret Örgütü’ne kabul etti ve karşılıklı ekonomik bağımlılığın, ideolojik olarak hoyrat ortakları uygarlaştıracağına ikna oldu. Deneme yazarı Thomas Friedman, 1996’da “Her biri bir McDonald’s’a ev sahipliği yapan iki ülke hiç savaşta bulunmadı” dedi. İyi denemeydi ama başarısız oldu. Bu yüzden bundan sonra daha seçici olunacaktı. Yer değiştirmeler olacaktı, evet, ama arkadaşlar arasında… Böyle parlak bir fikir sadece İngilizce olarak ifade edilebilir: Klasik yer değiştirmelere atıfta bulunan “offshoring”in aksine, “friendhoring”…
Özel İçerik
Bu içerik sadece gazeteye abone olan okuyucular içindir.Yazının devamını okumak için gazetemize abone olmak ister misiniz?