Almanya’nın ilk kadın şansölyesi ve 16 yıl bu görevde bulunan Angela Merkel’e yönelik eleştirilerden biri, ülkesini Rusya’ya bağımlı hale getirdiği yönündeydi. Gerçekten de Almanya, özellikle 2000’li yılların başından itibaren her geçen yıl artan bir şekilde Rusya’ya enerji yönünden daha da bağımlı hale gelmiş ancak Rusya’nın Ukrayna’yı işgali, bu süreci yavaşlatmış, Alman hükümeti Rus gazına tedarikini, yüzde 55’ten yüzde 35’e indirmişti. Yine, Ukrayna işgalinden sonra, Almanya’nın Putin’e karşı istenilen tepkiyi ver(e)memesi de diğer eleştiriler arasındaydı.
Günümüz Alman dış politikasını anlamak için Alman-Rus ilişkilerinin tarihi arka planını da göz önünde bulundurmamız gerekmektedir ki bugünkü Almanya’nın diğer Avrupa ülkeleriyle karşılaştırıldığında Rusya’ya karşı neden daha temkinli politika uyguladığı anlaşılabilsin. Son Ukrayna işgali, aslında Kıta Avrupa’sı ülkeleri ve İngiltere’nin Rusya’ya tepkilerini de göstermesi açısından önemli bir süreçti. Almanya’nın Rusya’ya İngiltere kadar sert tepki gösterememesini gelin, Alman-Rus ilişkilerinin “bağımlılık tarihi”ne odaklanarak değerlendirelim.
Özel İçerik
Bu içerik sadece gazeteye abone olan okuyucular içindir.Yazının devamını okumak için gazetemize abone olmak ister misiniz?