OLIVIER RAZAC
Bugün Fransa’da mahkûm edilen kişilerin elektronik kelepçelerle izlenmesini konuşurken sabit ve mobil elektronik izleme arasında ayrım yapmalıyız. Teknolojik olarak sabit izleme, ayak bileğine takılan bir bileklik, kişinin evine yerleştirilen bir terminal – bu yönteme “yerleşik” diyeceğiz – ve telefon şebekesi aracılığıyla söz konusu olayları uzaktan izleyen herhangi bir merkeze bağlanmak gibi bir dizi aşamadan oluşuyor. Bu sistem, radyo frekans teknolojisi sayesinde belirli bir zaman çizelgesine göre (tercihen akşam ve gece) genellikle ev olmak üzere sabit bir çevre içinde bileziğin ve dolayısıyla bireyin varlığını veya yokluğunu tespit edebiliyor. Bu da bu uygulamayı her şeyden önce elektronik olarak doğrulanmış bir sokağa çıkma yasağı haline getirmektedir. Adli açıdan bakıldığında bu konu esas olan, belirli sayıda entegrasyon garantisi sağlayabilen ve iki yıldan az ceza alan hükümlüler için cezanın infaz edilmesi şeklidir. Entegrasyon garantisi, suçluların iş veya eğitim yaşamlarına ya da topluma yeniden entegre olmalarına katkıda bulunacak faaliyetler, bir ikametgâh, gönüllü ve destekleyici bir çevre anlamına geliyor. 1 Mayıs 2022 tarihinde bu şekilde 15 bin 64 yerleştirme yapıldı.
Mobil elektronik gözetim altına alma (PSEM), 12 Aralık 2005 tarihli suçta tekerrürün önlenmesine ilişkin kanunla getirildi. Aynı tip bileklikten, evde bir terminalden ve aynı zamanda kemere takılan bir verici / alıcıdan oluşuyor. Sistem, bireyin nerede olduğunu neredeyse gerçek zamanlı olarak bildiren coğrafi konum belirleme ve bu konumu bir kontrol merkezine bildiren mobil telefon gibi ikili bir teknolojiye dayanıyor. Bu sistem, belirli alanlara (dışlama bölgeleri) erişimi yasaklanan kişiyi, belli bir zaman diliminde daha önce sınırları belirlenmiş spesifik bir bölgede kalmaya zorluyor. Buna ek olarak denetimli serbestlik hizmetleri, potansiyel mağdurlar için risk oluşturabilecek kişileri tespit etmek amacıyla kaydedilen tüm hareketleri düzenli olarak analiz etmek zorunda. Şu anda bu program, sabit izlemeden tamamen farklı bir grup insan için kullanılıyor. Cezaya eklenen güvenlik tedbirlerinin – adli denetim (2005) ile güvenlik gözetimi (2008) – ve özellikle de 1998 yılında oluşturulan daha eski bir tedbir olan sosyo-adli takibin olası bir yükümlülüğü olarak belirli bir yasal çerçevede kabul edildi.
Özel İçerik
Bu içerik sadece gazeteye abone olan okuyucular içindir.Yazının devamını okumak için gazetemize abone olmak ister misiniz?