SOPHIE POMMIER
Mısır’ın başkentinin göbeğinde, Kahirelilerin aileleriyle serin havalarda bir araya geldiği ya da sevgililerin mahremiyet arayışı içerisinde kalabalıklara karıştığı ünlü kordon, iddialı bir yeniden imar sürecinden geçti. Kelime anlamı “yürüyüş yolu” olan “Mamshaa”, yanıltıcı bir şekilde Ahl Misr, yani “Mısır halkı” ifadesiyle bağdaştırıldı. Oysa projenin halkçı hiçbir yönü yok. Büyük nehrin kıyıları iki sınıfa ayrılmış durumda. İlki arabaların vızır vızır geçtiği ‘zahma’ya (1) oldukça yakın, herkesin erişebileceği yol kenarı. İkincisi ise deniz kıyısında, restoran ve kafelerin hizmet verdiği, küçük özel yatlar için duba ve sürat teknesi servisinin sunulduğu şık ahşap bir kordon… Üstelik buraya giriş için ücret alınıyor: Kamuda aylık asgari ücretin 3 bin 500 Mısır Lirası (106 Avro), özel sektörün ise 2 bin 700 lira (82 Avro) olduğu ülkede içeri girebilmek için kişi başına 20 lira (0.60 Avro) verilmesi gerekiyor.
Her yüz metrede bir bulunan güvenlik noktalarında bilet kesiliyor ve kapılar açıldıktan sonra da kontroller yapılıyor. Kordonda her yirmi metrede bir güvenlik kameraları bulunuyor. Bu iki dünyayı birbirinden ayıran korkuluklardan içeri bakış atar atmaz ortaya çıkan bir güvenlik görevlisi size – kibarca ama katı bir dille – geri çekilmenizi söylüyor. Zenginlerin dünyası, avamın gözlerinden ırak kalmak istiyor. Artık akşamları nehir kenarında sigara içmek yok, arkadaşlarla plastik sandalyelerde oturup bangır bangır müzik çalan ‘feluka’ların geçişini seyretmek yok. Öyle ya da böyle bu geleneksel eğlenceler yerini yavaş yavaş daha rahat – ve daha seçkin – bir tekne hizmetine bırakıyor. Selim, “Yeni mahallelerin, upuzun binaların ve şimdi de bu peyzajlı kıyıların inşasıyla artık nehri göremiyorsunuz” diye yakınıyor. Şehrine aşık Kahireli bu adama göre Nil, Mısır’ı şekillendiriyor, dolayısıyla da ülkenin kimliğinin ayrılmaz bir parçası
Özel İçerik
Bu içerik sadece gazeteye abone olan okuyucular içindir.Yazının devamını okumak için gazetemize abone olmak ister misiniz?