ANNE – CÉCILE ROBERT
“Salgın” ya da “bulaş” gibi tıbbi terimler yaşananları açıklamaya yardımcı olabilir. 2020’den bu yana Afrika’daki Sahel Kuşağı’nda bulunan Mali ve Burkina Faso’da ikişer, Gine ve Nijer’de birer olmak üzere dört ülkede düzenlenen altı darbe… Böyle bir olaylar zinciri nasıl yorumlanabilir? Mali ve Burkina Faso’da terörizmin yayılması ve gizli siyasi gerilimler ordunun harekete geçmesine neden oldu. Nijer’de ise cihatçı saldırıların sayısı son aylarda önemli ölçüde azalmıştı. Gine’nin başkenti Konakri’ye gelecek olursak; İslamcı tehditle doğrudan karşı karşıya olduğu söylenemez. İsyancı askerler, 2021’de anayasaya aykırı olarak görev süresini üçüncü kez uzatan Alpha Condé’yi koltuğundan indirdi.
Araştırmacı Yvan Guichoua’ya göre, farklılıklarına rağmen bu darbelerin tamamı “popülist” özellik taşıyor. (1) Kamerunlu siyaset bilimci Achille Mbembe ise bu darbeleri “neo – egemenlikçi” olarak tanımlıyor. (2) Tüm darbeciler, etkisiz olduğu kadar gayrı meşru da olan dış müdahaleleri de kınıyordu. Burkina Faso geçiş hükümetinin Başkanı Yüzbaşı İbrahim Traoré, 21 Ekim 2022’de yaptığı bir konuşmada “Sadece kendimize güvenelim” demişti. Mali Savunma Bakanı Albay Sadio Camara ise 13 Ağustos’ta Moskova’da yaptığı açıklamada, “Halkımız kaderini yeniden kendi ellerine almaya ve özerkliğini daha güvenilir ortaklarla inşa etmeye karar verdi” dedi. Ancak ne Rus etkisi ne de – diğerlerinin yanı sıra ekonomist Ndongo Samba Sylla’nın da işaret ettiği gibi – Fransız emperyalizmin içinde bulunduğu kriz son olayların tek açıklaması olabilir.
Özel İçerik
Bu içerik sadece gazeteye abone olan okuyucular içindir.Yazının devamını okumak için gazetemize abone olmak ister misiniz?