PIERRE RIMBERT
Hamas’ın 7 Ekim’deki saldırısının ardından, 12 Ekim günü bir açıklama yapan Şansölye Olaf Scholz, “İsrail’in güvenliğinin Almanya için bir ulusal güvenlik meselesi olduğunu” yineledi. Bellek çalışması ve diplomatik becerinin bir karışımı olan bu duruş, bu kez özel bir anlam kazandı. Önde gelen bazı ilerici isimler, yeni bir antisemitizm kaynağı ve dolayısıyla bir iç tehdit olarak gördükleri ülkedeki Müslüman nüfusu (5.5 milyon kişi) işaret etti. Genellikle ırkçılıkla mücadelede ön saflarda yer alan Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier, “Filistin ve Arap kökenli insanları”, “terörizmi kesin bir şekilde reddetmeye” çağırdı. (8 Kasım) Ekonomi Bakanı Robert Habeck ise bir hafta önce sosyal ağlarda yayınlanan bir videoda tavrı belirlemiş; “Yahudiler saldırıya uğradığında”, Almanya’daki Müslümanlar “kendi hoşgörü haklarından ödün vermemek için antisemitizmle aralarına açıkça mesafe koymalıdırlar” uyarısında bulunmuştu. (1 Kasım)
Özel İçerik
Bu içerik sadece gazeteye abone olan okuyucular içindir.Yazının devamını okumak için gazetemize abone olmak ister misiniz?