JULES SERGEI FEDIUNIN ve HÉLÈNE RICHARD
Şubat 2022’de Rusya’nın saldırısına uğrayan Ukraynalılar, devam eden mücadelelerini giderek güçlenen eski bir vesayete karşı kurtuluş savaşı olarak tanımlıyor. Coğrafyacı Michel Foucher, Şubat 2023’te Münih’teki güvenlik konferansında yaptığı konuşmada Rusya’nın saldırganlığını “yeni sömürgeci ve emperyalist” olarak nitelendiren Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un ifade ettiği gibi bu durumu bir “sömürge savaşı” olarak adlandırıyor. (1) Bu işgalin, eski SSCB’nin ve Çarlık İmparatorluğu’nun kaybettiği toprakları geri almak için fırsat kollayan ya da bazı analistlere göre, geleneksel değerlere bağlı bir uygarlık gücü olarak tüm dünyaya hâkim olma iddiasında bulunan Moskova’nın doğasından kaynaklanan yayılmacı eğilimi ortaya çıkardığı söyleniyor. (2) İmparatorluk, emperyalizm, sömürgecilik… Nitelemeler art arda geliyor ve ne anlama geldiklerini tam olarak anlamadan, birinden diğerine kolayca geçiyoruz.
Kesin olan bir şey var: Rusya, 13. yüzyıl Moskova’sının çekirdeğinden, imparatorluk olarak tanımlanabilecek genişlikte bir alana yayıldı. Bu tür bir siyasi yapı, tarihsel şekillerin çeşitliliğinin ötesinde, genel olarak halklar ve bölgeler arasındaki ayrım ve hiyerarşiye dayalı bir sistemin sürdürülmesiyle tanımlanır. (3) Bir imparatorluğun varlığını sürdürebilmesi için merkez ile çevresi arasında kültürel, etnik, coğrafi ve / veya idari açıdan yüksek düzeyde bir farklılaşma olması gerekir. Sömürge imparatorlukları örneğinde bu fark özellikle açıktır. Asya ve Afrika’daki Fransız veya İngiliz kolonilerinde, ana ülkeden coğrafi olarak ayrılmış olan “yerliler” farklı bir hukuki statüye sahip olup özel bir bürokratik yönetime tabi idiler. Cezayir (üç Fransız eyaletine bölünmüş) veya İrlanda (Birleşik Krallık ile bütünleşmiş) “istisnaları” kuralı doğruladı: Avrupa imparatorlukları, merkezden giden, ahlaki açıdan üstün ve tam da bu nedenle çoğunluğu oluşturan yerli halkları istismar etmeleri uygun bulunan sömürgeciler sayesinde var olmuşlardı.
Özel İçerik
Bu içerik sadece gazeteye abone olan okuyucular içindir.Yazının devamını okumak için gazetemize abone olmak ister misiniz?