BATU ÇAKAN, İLAYDA AYNUR ÖNEMLİ, SILA ÖZDOĞRU
Dünyanın saygın gazetelerinden Le Monde diplomatique’in Türkçe baskısı, 25. sayısını İstanbul’da anlamlı bir etkinlikle kutladı. “Dünya Basını ve Düşünce Özgürlüğü” konulu panelde ortak görüş “gazeteciliğin baskı altında” olduğu gerçeğiydi.
İstanbul Beyoğlu’ndaki Fransız Sarayı’nın içinde yer alan IFEA’da (Fransız Anadolu Araştırmaları Enstitüsü) 8 Aralık 2023 akşamı düzenlenen etkinlikte basın, sanat, siyaset ve iş dünyasından çok sayıda isim Le Monde diplomatique Türkçe’nin 25. sayısı için bir araya geldi. Etkinlik kapsamında iki saat süren basın özgürlüğü panelinin ardından konuklara keman dinletisi eşliğinde kokteyl sunuldu.
Gauvin: Hukuk öğrencisiyken Le Monde diplomatique alternatif bakış açısı kazandırdı
Panel öncesi açılış konuşmasını Fransa İstanbul Başkonsolosu Oliver Gauvin yaptı. Gauvin hukuk öğrencisiyken hep Le Monde diplomatique okuduğunu ve gazetenin ona alternatif bir bakış açısı kazandırdığını söyledi. Gazetenin sadece habercilik değil önemli analizlere imza attığını belirten Gauvin “okuru duygusal ve entelektüel olarak sorgulamaya yönlendirdiğine” dikkat çekti.
Gauvin’in ardından söz alan IFEA Müdürü Philippe Bourmaud da yürütülen çalışmalar sırasında Le Monde diplomatique Türkçe okumanın kaçınılmaz olduğunu belirterek emeği geçen herkese teşekkürlerini sundu.
Le Monde diplomatique Türkçe Genel Yayın Yönetmeni Aykut Küçükkaya konuklara gazetenin Türkiye baskısının iki yılını, 2024’teki hedeflerini anlattı. Le Monde diplomatique Türkçe Paris Koordinatörü Süleyman Tosunoğlu da gazetenin dünyadaki yayın ağıyla ilgili davetlileri bilgilendirdi.
Açılış konuşmalarının ardından, “Dünya Basını ve Düşünce Özgürlüğü” başlığı altında Sözcü TV programcısı ve Sözcü Gazetesi yazarı, aynı zamanda PEN Türkiye Genel Sekreteri İpek Özbey moderatörlüğündeki panele geçildi. Panelde, Le Monde diplomatique Yönetim Kurulu Üyesi ve Dış Yayınlar Müdürü Anne – Cécile Robert, gazeteci Fatih Altaylı, Galatasaray Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekan Yardımcısı ve öğretim üyesi Dr. İdil Engindeniz konuşmacı olarak yer aldı.
Moderatör Özbey, ilk sorusunda konuklara “kendilerini bir gazeteci olarak ne kadar özgür hissettiklerini” sordu. Anne – Cécile Robert, sözlerine ayrıcalıklı bir yerde olduğunu belirterek başladı. “Bağımsız bir gazetede çalışıyorum ve benim üstümde genel yayın yönetmeni dışında biri yok” diyen Robert, gazetecilerin, patronlarının, siyasal iktidarın güdümünde çalışmak zorunda kaldığının altını çizdi. Bir diğer baskı unsuru olarak ise reklamlardan bahseden Robert, “Büyük şirketler gazeteleri satın alıyor, reklam vermemekle tehdit ederek gazetelere müdahale ediyor” diye konuştu.
Altaylı: Kovulmam için aramayan başbakan yoktu
Altaylı, Türkiye’de sansürde doksanlardan bugüne bir değişiklik görülse de ifade ve basın özgürlüğünün sadece Türkiye’de değil dünyanın her yerinde kısıtlanmaya çalışıldığını söyledi. Sözlerine “Göçlerle daha da belirginleşen ve güç kazanan aşırı milliyetçi ve baskıcı tutumlar basın özgürlüğünü etkiliyor” diyerek devam eden Altaylı, sanılanın aksine 90’larda Türkiye gazeteciliğinin sansür bakımından çok da kötü bir konumda olmadığını söyledi.
Anne-Cécile Robert gibi Fatih Altaylı da siyasi iktidarların basın üzerindeki etkisini kendi gazetecilik yaşamından kesitlerle anlattı. 2007 öncesi dönemde çalıştığı her gazetede dönemin başbakanının kendisinin işten kovulması için gazete patronlarına istekte bulunduğundan hatta kendisini arayıp yazdıkları haberi eleştirip hoşnutsuzluklarını belirttiklerini anlatan Altaylı, artık iktidar kanadından kimsenin yaptığı gazetecilik ve yazdığı haberlerle alakalı kendisiyle iletişime geçmediğini söyledi. 2007’den itibaren AKP iktidarı ile hızlı bir değişim yaşandığını vurgulayan Altaylı, bu değişimi “Sabah Gazetesi’ne hükümet el koydu. Türk basınından ses yükselmedi. AKP iktidarında gazete yönettim. Gazeteciler ile muhatap olmayı kesip patronlarla irtibata geçmeye başladılar” sözleriyle özetledi. Altaylı şöyle devam etti:
“Ben ‘Türkiye’de AKP iktidar değilmiş gibi yayın yapacağım’ diyerek YouTube’a başladım. 12 genç arkadaşla çalışıyorum. Bu gençler her gün ‘Fatih abi içeri alınırsa biz ne yapacağız’ diye düşünüyor. İktidar, ekonomik yaptırımları daima kullanır. Reklam verdirmez, pasaportun çıkmaz, ikametgâhın çıkmaz. Bedelini ödemeye hazır olduğun sürece Türkiye’deki basın özgürlüğünde herhangi bir sorun yok.”
‘Gazeteciler kaynaklarını açıklamaya zorlanıyor’
Anne-Cécile Robert, Özbey’in “Fransa’da cezaevinde tutuklu gazeteci var mı?” sorusuna, cezaevinde tutuklu tek gazeteci dahi olmadığını fakat gazeteciler üzerinde tutukluluk olmasa da başka türlü baskıların olduğuna dikkat çekti. Fransa ile Mısır’ın imzaladığı askeri antlaşma üzerine yazan gazeteci Ariane Lavrilleux’nün kaynaklarını açıklaması için 39 saat gözaltında tutulduğunu anımsatan Robert, tüm basının onun arkasında durduğundan bahsetti.
Panelde konuşulan bir diğer başlık ise sosyal medyanın basın özgürlüğüne ve gazeteciliğe etkisiydi. Robert bu başlıkta dikkat çeken bir örnekle konuyu masaya yatırdı: “Sosyal medyayla beraber herkes gazeteci olduğunu düşünüyor fakat durum bu değil ve olmamalı. Gazetecilik kuralları olan ve eğitimi alınan bir meslek. İnternette ün kazanmak ve haberini paylaşmak için hızlı olman lazım, bunun için de zaman zaman gazeteciler ‘fake news’e (yalan haber) başvuruyor. Bu sadece internette de olan bir durum değil. Örneğin ABD’de saygı gören Washington Post gazetesi Donald Trump’ın seçim kampanyası döneminde onun aslında bir Rus ajanı olduğuyla ilgili kaynağı belli olmayan bir iddia ortaya atmıştı.”
‘Gazetecilik öğrencilerin en az seçtiği alan’
Dr. İdil Engindeniz ise panelde akademik perspektifi paylaştı. Engindeniz geleneksel iletişim fakültelerinin aksine modüller üzerine ilerleyen ve gazetecilik, halkla ilişkiler, sinema gibi alanlarda uzmanlaşma sistemi olan Galatasaray Üniversitesi’nde gazeteciliğin yıllardır en az seçilen alan olduğunu belirtti. Öğrencilerin gazeteci olmaktan çekindiklerini söyleyen Engindeniz “gerekçe olarak da geçinme ve güvenlik gibi ciddi problemleri sunduklarından” bahsetti.
Panelistler ve davetliler arasında gerçekleşen soru – cevap sırasında Le Monde diplomatique Yönetim Kurulu Finans ve Kalkınma Danışmanı Bruno Lombard gazetenin ekonomik ve editoryal bağımsızlığını nasıl sağladığını aktardı. Le Monde diplomatique Türkçe’nin 25. sayısının konukların beğenisine sunulduğu gece Abbas Soğukpınar’ın keman dinletisi eşliğinde gerçekleşen kokteyl ile noktalandı.
YAZARLAR: Galatasaray Üniversitesi İletişim Fakültesi öğrencileri.
Yoğun katılım
Kalabalık bir davetli topluluğunun katılımıyla gerçekleşen geceye Basın Konseyi Başkanı Pınar Türenç, Türkiye Gazeteciler Sendikası Genel Başkanı Gökhan Durmuş, İstanbul Kadın Kuruluşları Koordinatörü Nazan Moroğlu, Fransa Büyükelçiliği Basın Müşaviri Julien Cecillon, Fransa Sanat ve Edebiyat Şövalyesi Saadet Ersin, Sanatçılar Girişimi Sözcüsü, şair Ataol Behramoğlu, sanatçı Hüseyin Avni Danyal, Fives Türkiye Müdürü Devrim Üstünkol, Emekli Tümgeneral Ahmet Yavuz, İstanbul Büyükşehir Belediyesi İletişim Uzmanı Ali Faruk İmre, İBB Proje Koordinatörü İlayda Çağla Koçoğlu, Beşiktaş Belediyesi Basın Yayın ve Halkla İlişkiler Müdürü Gökhan Turan, BirGün Gazetesi Genel Yayın Koordinatörü İbrahim Varlı, Aujourd’hui la Turquie Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hüseyin Latif, Sözcü TV Dış Haberler Müdürü Burak Tatari, akademisyenler Dr. Gülsün Güvenli, Dr. Remzi Çetin, mühendis Nilüfer Tatar, KESK Haber-Sen 5 No’lu Şube Kadın Sekreteri Yasemin Küçükkaya, Kırmızı Kedi Yayınevi Sahibi Haluk Hepkon, eski CHP İstanbul İl Başkan Yardımcısı Saniye Yurdakul, Notre-Dame de Sion Fransız Lisesi İletişim Koordinatörü Mireille Sadège, İstanbul Barosu’ndan avukat Baha Çıtakoğlu, gazeteciler Hilal Köse Öztürk, Hazal Ocak, Mustafa Cesur, Işıl Cinmen, Tahir Özyurtseven, Kübra Par, Yavuz Rençberler, Osman Çağlar Aydın, Nebahat Koç, Melda Doğan, yazar Pınar Sur, halkla ilişkiler uzmanları Ozan Yurtoğlu, Ebru Erdoğan, Seçkin Ürey, Mustafa Kaya, Burcu Bıyıklı, iş kadını Songül Şakacı, mali müşavir Murat Toprak, Le Monde diplomatique Türkçe ailesinden Yazıişleri Müdürü Serkan Ozan, Yayın Kurulu üyeleri Özgen Kılıçarslan Danyal, Gül İlbay, Ayşe Yeliz Bozkurt, çevirmenler Ahmet Öylek, Dilan Yılmaz, geceye ev sahipliği yapan IFEA ekibi, Galatasaray Üniversitesi İletişim Fakültesi ile ERASMUS öğrencileri katıldı.
İmamoğlu’ndan kutlama mesajı
Geceye katılamayan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, Genel Yayın Yönetmenimiz Aykut Küçükkaya’ya kutlama mesajı gönderdi. İmamoğlu’nun mesajı şöyle:
“Özgür basın, kamuoyunun doğru bilgiye ulaşması adına çok kıymetli bir görevi yerine getiriyor. Bu önemli görevi yerine getirmek için ortaya koyduğunuz çalışmalarda başarılar diliyor, Le Monde diplomatique Türkçe aylık gazetesinin ikinci yılını kutluyorum. Şahsınızda gazetenize emek veren tüm çalışma arkadaşlarınıza selamlarımı sunuyorum.”