DİLEK KAYA İMAMOĞLU
Bu metni 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı’na sadece birkaç gün kala kaleme alıyorum. 19 Mayıs, tam bağımsız ve çağdaş Türkiye Cumhuriyeti’ne varan, büyük zorluklarla, çetin mücadelelerle dolu bir yolculuğun başladığı gündür. 19 Mayıs, özgürlüğüne düşkün bir halkın, bağımsızlık ve aydınlanma meşalesini yaktığı gündür. Gazi Mustafa Kemal Atatürk, tarihimiz açısından çok kritik bir önem taşıyan, “Benim doğum günümdür” dediği bu günün yıl dönümünü bir bayram olarak gençlere armağan etmiştir. Çünkü Atatürk; gençlerin özgürlüklerine ve bağımsızlıklarına sonsuza kadar sahip çıkacaklarını çok iyi biliyordu. “Benim naçiz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır ancak Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır” derken gençlere güveniyor, kurmuş olduğu Cumhuriyeti gençlere emanet ediyordu.
Gençlere güvenen, onların toplum için taşıdığı önemi çok iyi kavramış bir liderin izinden yürümekten onur ve mutluluk duyuyoruz. Bu vesileyle 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı’nı kutluyor, büyük önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü, aziz şehit ve gazilerimizi minnetle anıyorum.
Cumhuriyetin omuzlarında yükseldiği gençler ve eğitim…
Gençlik söz konusu olduğunda, ilk akla gelenin gelecek ve yarınlara dair ümitlerimiz olması çok doğal. Çünkü yarının dünyasında bugünün gençleri yer alacak ve geleceğe onlar şekil verecek. Fakat gençlerin önemi yalnızca geleceğin yetişkinleri olmalarından mı ibaret? Ben böyle düşünmüyorum. Gençler, özgür ruhları, yenilikleri hızlı benimsemeleri, gelişmelere kolay adapte alabilmeleri, değişim talepleri ile dünyayı daha genç yaşlarından itibaren dönüştürmeye başlıyorlar. Gençlerin geleceğin yetişkinleri olarak yapacakları kadar gençliklerinde yaptıklarıyla da toplumlar için önemli olduklarına inanıyorum. Bu nedenle çağların ruhu, o dönemin gençleri ve gençlik hareketleriyle birlikte anılıyor. Örneğin 80’ler ya da 90’lar dediğimizde aklımıza o dönemin gençleri ve onların giyimleri, ilgi alanları, davranış biçimleri geliyor.
Türkiye Cumhuriyeti için ise 20’ler dediğimizde, bir imparatorluğun küllerinden yeni ve çağdaş bir Cumhuriyet kurmak için çok çalışan, öğrenen, yeni devrimleri ve reformları benimseyen, yüzü akla ve bilime dönük, özverili bir gençlik görüyoruz. Türkiye Cumhuriyeti, çok şey borçlu olduğumuz bu gençlerin omuzlarında yükseliyor. Bu büyük değişim, gelişim ve atılımların merkezinde ise hiç şüphesiz eğitim yer alıyor.
Çağdaş Türkiye, toplumsal cinsiyet eşitliği açısından da bir devrimdir
Türkiye Cumhuriyeti aynı zamanda bir eğitim devrimidir. Ülkenin dört yanından gençler, eğitimin ışığıyla aydınlanmış ve eğitim meşalesini elden ele taşıyarak geleceği aydınlatmıştır. Bu meşaleyi taşıyanlar arasında şüphesiz ki genç kadınlar da eşit şekilde yerini almıştır. Çünkü çağdaş Türkiye Cumhuriyeti toplumsal cinsiyet eşitliği açısından da bir devrimdir. Kadınlar, Cumhuriyet ile birlikte hayatın her alanında var olmaya ve hak ettikleri değeri görmeye başlamıştır. Türkiye Cumhuriyeti, kalkınmaya ve aydınlanmaya giden yolda kadın – erkek, genç – yaşlı, çocuk – yetişkin hep birlikte yol almıştır.
Türkiye Cumhuriyeti’nin tarihinden örneklendirdiğimiz gibi toplumların gelişip ileriye gitmesinde gençler her zaman kilit rol oynarlar. Büyük atılımlar ve değişimler ancak toplum topyekûn bir şekilde aynı hedefe yürürse gerçekleştirilebilir. Toplumun yarısını oluşturan kadınları sosyal hayattan, kültürden, sanattan, üretimden, eğitimden uzak tutan toplumlar gelişemezler. Bu açıdan toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanmasının toplumlar için hayati bir önem taşıdığı görüşündeyim.
Bu hedefte almamız gereken daha çok yolumuz olsa da yeni neslin kadın – erkek eşitliği konusunda geçmiş nesillere göre çok daha bilinçli olduğunu görmekten mutluluk duyuyorum. Bunda tabii yıllar boyunca hakları için mücadele eden kadın hareketinin etkisini göz ardı edemeyiz. Diğer yandan iş dünyasından spora, bilimden sanata, teknolojiden siyasete hayatın her alanında büyük başarılara ulaşan kadınlar, kalıpların ve algıların kırılmasını sağlıyor. Onların başarı hikâyeleri, kadınların eşit fırsatlar sunulduğunda her şeyi başarabileceğini açıkça ortaya koyuyor. Bu da bilginin, haberin çok hızlı bir şekilde geniş kitlelere yayılabildiği günümüz dünyasında toplumsal cinsiyet eşitliği açışından olumlu bir zihniyet değişiminin gerçekleşmesine katkı sağlıyor.
Kızların eğitimi için başlatılan Büyüt Hayallerini projesi
Kız çocuklarının ve genç kızların eğitimine, toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanmasına ve kadınların hayatın her alanında güçlendirilmesine büyük önem veriyor, bu konuda topluma katkı sunmayı bir sorumluluk olarak görüyorum. Bu düşünceyle İstanbul Vakfı ile birlikte “Büyüt Hayallerini” projesine başladık. Projeyle öncelikli hedefimiz burs sağlayarak kız çocuklarının eğitimine katkı sunmak, ilerleyen dönemlerde ise kız öğrencilerin barınma sorununu açacağımız güvenli, sağlıklı ve konforlu yurtlar ile çözmekti. Projenin ilk ayağında başardıklarıyla topluma örnek olmuş kadınların hikâyelerini anlatan “İlham Veren Adımlar” kitabını yayınladık. Amacımız hem kadınların bu başarı hikayelerini daha çok çocuğa ulaştırarak onlarda “ben de yapabilirim” duygusu uyandırmak hem de kitaptan elde ettiğimiz gelirle kız öğrencilere burs vermekti. “İlham Veren Adımlar” büyük bir başarı sağladı. İngilizce, Portekizce, Arapça ve Farsça olmak üzere dört dile çevrildi. Bugün Büyüt Hayallerini projesiyle üç bin üniversiteli kız öğrenciye burs veriyoruz. Aynı zamanda staj olanakları, atölyeler, seminerler, kültür – sanat etkinlikleri, yarı zamanlı çalışma fırsatları ile bursiyerlerimize destek olmaya, gelişimlerine katkı sunmaya devam ediyoruz. Büyüt Hayallerini projesinin bugünlere gelmesinde emeği olan herkese, değerli bağışçılarımıza buradan teşekkür etmek istiyorum.
Toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlandığı, çağdaş, potansiyelini gerçekleştirebilmiş, sanattan teknolojiye, eğitimden ekonomiye, spordan bilime her alanda dünyanın cazibe merkezi haline gelmiş bir Türkiye hayal ediyorum. Bu hayalin gerçekleşmesinde gençlerin çok büyük önem taşıdığını biliyorum. Hep birlikte gençlere destek olarak Türkiye’nin aydınlık geleceğini beraber inşa edeceğimize tüm kalbimle inanıyorum.