BENJAMIN FERNANDEZ
Mayısın ilk günü… Genç bir kız, göstericilere çiçek dağıtarak kalabalığın içinde ilerliyor. Hoparlörlerden Louis Aragon’un “L’Affiche rouge” şarkısı, Léo Ferré’nin sesinden yükseliyor. Marcel Trillat ve Hubert Knapp’ın belgeselindeki siyah beyaz görüntüler, yorgun yüzlerde beliren duyguyu yakalıyor. Tarihi bir gün; Genel Emek Konfederasyonu (CGT), Genel Emek Konfederasyonu – Emek Gücü (CGT-FO) ve Fransız Demokratik İşçi Konfederasyonu (CFDT) tarafından oluşturulan birlik, 62 gün süren grevin ardından hükümete ve patronlara diz çöktürmüş.
1967 yılında, Saint-Nazaire’deyiz… “Navale” tersaneleri, “Aéro” havacılık fabrikası ve Forges de l’Ouest demir dökümhanesi çalışanları, halkın da desteğiyle 1936’dan beri yaşanan en uzun grevi gerçekleştirmiş; fabrikaları ve kentteki yaşamı durdurmuş… Paris’ten gelen tren saat 16.23’te istasyona giriyor. Göz alabildiğince uzanan bir kortej, müzakerelerden dönen sendika temsilcilerini çiçeklerle karşılıyor ve belediye binasının önündeki meydana kadar götürüyor. Temsilciler önceden kararlaştırıldığı gibi sırayla söz alıyor. CFDT’nin yerel temsilcisi Louis Morice’in sözleri sessiz kalabalık içinde yankılanıyor: “Patronlar, temsil ettiğimiz gücü dikkate almak zorunda kalacak (…) Örgütlerinizi güçlendirin, sendikal gücün patron koalisyonunun gücünü aşmasını sağlayın.” Atlantik Tersaneleri’ndeki iş arkadaşı ve CGT temsilcisi Jean Lescure ise alçakgönüllü bakışlar altında, “iki ay boyunca grev yapan ve yaşamdaki en önemli şeyin insan onuru olduğunu keşfeden insanları” selamlıyor.
Özel İçerik
Bu içerik sadece gazeteye abone olan okuyucular içindir.Yazının devamını okumak için gazetemize abone olmak ister misiniz?