HAZAL OCAK
Yeryüzünde yaşamın bağlı olduğu toprak, bir çok kültürde kutsal sayılıyor. Dünyanın bir çok bölgesinde olduğu gibi Türkiye’de de duyarlı insanlar, bizi ve ekosistemi yaşatan, büyüten ve besleyen topraklarına sahip çıkıyor, başta madenler olmak üzere bir çok tehdide karşı topraklarını korumak için mücadele ediyor. 28 Mayıs Cuma günü de Denizli’den, doğup büyüdüğü ve tarım yaparak geçindiği toprakları korumak için mücadele eden bir kadının, 75 yaşındaki Hatice Kocalar’ın sesi yükseldi. Mücadelesi nedeniyle yargılandığı davada ceza alan Hatice teyze, “Ben toprağımı savundum. Benim şanım kalsın, toprağımı koruduğum için…” diye haykırıyordu.
Hatice teyze, Denizli’nin Tavas ilçesine bağlı Avdan Mahallesi’nde yaşıyor. Doğma büyüme buralı ve sekiz çocuğu var. 400 yıldır tarımla uğraşılan ve verimli topraklarıyla ünlü olan bölgede, tarım yapan, ceviz, şeftali ve zeytin yetiştiren bölge halkı ve Hatice teyze için her şey birkaç yıl önce değişti.
Mahalleye termik santral kurulmak isteniyordu. Köylülerin direnişi üzerine proje iptal edildi. Ardından, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın imzasıyla 14 Ocak 2022’de Resmi Gazete’de yayımlanan kararnameyle Tavas’ta, linyit işletme ruhsatlı sahalarda maden üretimi için acele kamulaştırma kararı alındı. Ancak bölge halkı bu kararı da yargıya taşıdı ve yürütmeyi durdurma kararı verildi.
Hatice teyzenin avukatı Ozan Orpak’ın hukuki sürece ilişkin verdiği bilgilere göre, yürütmeyi durdurma kararına karşın 28 Mayıs 2022 tarihinde ilgili şirket çalışanları kamulaştırma işlemleri için Hatice teyzenin tarlasına girmeye çalıştı. Hatice teyze de yargı kararını anımsatarak çalışanları uyardı ve aralarında sözlü tartışma çıktı.
Bir süre sonra Hatice teyze hakkında şirket çalışanlarını “darp” ettiği gerekçesiyle dava açıldı. Tavas Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede Hatice teyzenin, acele kamulaştırma işlemlerini yapan iki şirket çalışanını sopa ile araziden kovmak istediği, gitmeyen çalışanları sopayla darp ettiği öne sürüldü. 1.50 boyunda ve kıyafetleriyle birlikte 45 kilo olduğu söylenen 75 yaşındaki Hatice teyzenin “silahla kasten yaralama” iddiasıyla cezalandırılması istendi.
‘Toprağını savunan herkese açılmış bir dava…’
Tavas Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen davanın karar duruşması 28 Mayıs’ta yapıldı. Savcılık iddiasını yeniledi, avukat Orpak ise “Müvekkil sanığın yaşı ve fiziki durumu göz önüne alındığında kendisinden yaşça genç olan ve sayıca da fazla olan 5 kişiyi darp etmiş olması mümkün değildir. Kendisi sadece mevcut yargı kararlarına dayanarak tarlasını korumaya çalışmıştır” diyerek Hatice teyzenin beraatini istedi. Hatice teyzenin duruşmadaki son sözleri “Ben toprağıma sahip çıktım. Yaptığım eylemlerin suç olduğunu düşünmüyorum” oldu. Ancak mahkeme Hatice teyzeyi suçlu buldu ve toplam 4 bin 480 lira para cezası verdi.
Duruşmadan sonra avukat Ozan Orpak’la bundan sonra ne olacağını konuştum. Anayasa Mahkemesi’ne başvuracaklarını belirten Orpak, “Olağan kanun yolları dışında, olağanüstü kanun yollarını da deneyeceğiz. Bu davayı sadece bir kişiye veya Hatice teyzeye açılmış değil, toprağını savunan herkese karşı açılmış bir dava olarak görüyoruz. O yüzden hukuki olan tüm yolları kullanacağız” dedi.
Hatice teyzenin mücadelesini, daha birkaç gün önce kutlanan 5 Haziran Dünya Çevre Günü’nden bağımsız düşünmek çok zor. Örneğin, Birleşmiş Milletler Genel Sekreterliği Dünya Çevre Günü Mesajı, “İnsanlık toprağa bağlıdır” ifadesiyle başlıyor ve şöyle devam ediyor: “Ancak dünyanın dört bir yanında kirlilik, iklim kaosu ve biyolojik çeşitliliğin yok edilmesinden oluşan zehirli bir kokteyl, sağlıklı toprakları çöllere ve gelişen ekosistemleri ölü bölgelere dönüştürüyor. Ormanları ve otlakları yok ediyor ve toprağın ekosistemleri, tarımı ve toplulukları destekleme gücünü azaltıyor.”
Bu durumun, mahsullerin azalmasına, su kaynaklarının yok olmasına, ekonomilerin zayıflamasına ve toplumların tehlikeye girmesine ve en çok da yoksulların etkilendiğine dikkat çekilen mesajda, “Ölümcül bir döngünün içine hapsolmuş durumdayız” uyarısında bulunuluyor ve “Birlikte, toprak ve insanlık için sürdürülebilir bir gelecek inşa edelim” çağrısı yapılıyor.
Mesajı okuyunca bilim insanlarının, çevre aktivistlerinin, gençlerin, çocukların ve Hatice teyzelerin verdiği mücadeleyi anımsadım. Evet, eylemsizlik çok maliyetli. Toprağın her geçen gün madenler uğruna biraz daha kaybedilmesinin bedeli ise bence çok daha ağır… Sizce Hatice teyzenin toprağını korumak için verdiği olağanüstü mücadele herkese ders olur mu?