SAMUEL CHARAP ve SERGEY RADCHENKO
Sırasıyla: RAND Corporation’da siyaset bilimci, Johns Hopkins Üniversitesi’nde tarih profesörü.
Rus savaş uçakları 24 Şubat 2022 gününün ilk saatlerinde Ukrayna’daki hedefleri vurmaya başladı. Piyadeler ve zırhlı araçlar ise kuzey, doğu ve güneyden ülkeye girdi. Ruslar, kısa süre içinde Kiev’i kuşatmaya çalışıyordu. Bunlar, Ukrayna’nın tamamen kontrol altına alınması için başlatılan işgalin haftalarında yaşanıyordu. Geriye dönüp bakınca, bunun gerçekleşmemiş olması neredeyse bir mucize gibi görünüyor. Savaş alanında yaşananlar iyi biliniyor. Moskova, Kiev ve diğer pek çok aktörün katıldığı ve çatışmaların patlak vermesinden sadece birkaç hafta sonra çözüme ulaşılmasını sağlayabilecek yoğun diplomatik faaliyetler hakkında ise o kadar bilgimiz yok.
Mart 2022’nin sonlarında, önce Belarus’ta ve ardından da Türkiye’de yüz yüze ve video konferans yoluyla bir dizi toplantı yapıldı. (1) Bu toplantılar, barış anlaşmasının çerçevesini oluşturan ortak bir belge olan “İstanbul Bildirisi” ile sonuçlandı. Bu noktadan itibaren, Ukraynalı ve Rus müzakereciler, Ukrayna’ya çok taraflı güvenlik garantileri sağlayacak, ülkenin kalıcı tarafsızlığının ve nihayetinde Avrupa Birliği’ne katılımının yolunu açacak daha ayrıntılı bir metin hazırlamaya başladı. Ancak mayıs ayında müzakereler durdu. Peki ne oldu? Taraflar bir anlaşmaya varmaya ne kadar yakındı? Ve bunu neden başaramadılar?
Putin, Ukrayna’da rejim değişikliği fikrinden çok erken vazgeçti
Özel İçerik
Bu içerik sadece gazeteye abone olan okuyucular içindir.Yazının devamını okumak için gazetemize abone olmak ister misiniz?