ARIANE BONZON
Gazeteci, “Turquie. L’heure de vérité”
(Empreinte temps présent, Tharaux, 2019) kitabının yazarı.
İnsanlar sahil yolu boyunca geziniyor. Genç kızlar süslenmiş, kadınların çoğu timsah derisi motifleri olan yeşile çalan sarı renkli son moda başörtüler takıyor. Ailelerle dolu şişme botlar, Mısırlı yıldızlar Amr Diab ve Akram Hosny’nin gürültülü şarkılarının çalındığı feribotların etrafında daireler çiziyor. Bebekler, oyuncak AK47’ler ve üzerinde ‘Çin malı’ yazan kılıçlar satan oyuncakçılara ilgi büyük. Herhangi bir Arap ülkesinde değil, İsrail’in kuzeyindeki Akka’dayız. Ramazan bayramı kutlanıyor, insanlar koşuyor, oynuyor, gülüyor birbirlerine sesleniyor. 200 kilometre ötedeki Gazze halkı ise bombalar altında yaşamaya çalışıyor.
Neredeyse her beş İsrail vatandaşından biri; 9.66 milyonluk ülke nüfusunun 2.04 milyonu Arap. (1) 7 Ekim saldırıları, kendilerini genellikle “vatandaş olarak İsrailli ama kimlik olarak Filistinli” diye tanımlayan bu topluluğun karşı karşıya kaldığı zıtlıkları ve çelişkileri daha da derinleştirdi. Çoğunluğu Bedevi olan bu kişilerin bazıları Hamas saldırıları sırasında öldürüldü veya rehin alındı. Bir kısmı ise kurtarma çalışmalarında önemli rol oynadı. (2) Ancak, vergileriyle finanse edilen savaştan son derece rahatsızlar çünkü bir çoğunun ailesi Gazze’de yaşıyor.
İsrailli Arapların – bir çoğu resmi olarak kullanılan İsrail Filistinlisi ifadesini tercih ediyor – 2000 yılındaki İkinci İntifada veya Mayıs 2021’deki ayaklanmada olduğu gibi Gazze Şeridi’nde yaşayan kardeşleri için harekete geçeceği düşünülebilirdi. Ancak pek de öyle olmadı. Komünist Hadash Partisi’nden Akka milletvekili olan Aida Touma-Suleyman, “Elbette eylemler yapmak istedik ama engellendik” diyor ve şöyle devam ediyor: “Nasıra’da eylem yapmak için 25 lider bir araya gelmiştik. Şehre girer girmez polis arabaları kortejimizin önünü kesti ve altımız tutuklandı.” Bazıları Yahudi iş arkadaşları tarafından ihbar edilen yüzlerce Arap, sosyal medyada Gazze halkıyla dayanışma içeren mesajlar, Kuran’dan bir alıntı, dua çağrısı ya da fotoğraf paylaştıkları izin özel kuvvetler tarafından gözaltına alındı, sorgulandı ve hatta yargılanmadan cezaevine atıldı. Milletvekili dokunulmazlığı olmasına karşın aşırı sağın yoğun saldırılarına maruz kalan Touma-Suleyman, “Şifa Hastanesi’nde görevli doktorların, hastanenin bombalanması, sağlık personelinin ölümü ve havadaki fosfor kokusuyla ilgili tanıklıklarından alıntılar yaptığı” için İsrail Parlamentosu Knesset’ten iki aylığına ihraç edildi.
‘İsrail vatandaşlığının getirdiği avantajları kaybetmek istemiyorlar’
Özel İçerik
Bu içerik sadece gazeteye abone olan okuyucular içindir.Yazının devamını okumak için gazetemize abone olmak ister misiniz?