ÉLISA PERRIGUEUR
Gazeteci
Moldova Enerji Bakanı Victor Parlicov, 23 Şubat 2024’ü, 24 Şubat’a bağlayan geceyi anlatıyor: “Moldova ve Ukrayna, gece saat 01.00’de bağımsız çalışma yeteneklerini değerlendirebilmek için Rus ve Belarus elektrik şebekesinden ayrıldı.” O ana kadar eski SSCB elektrik sistemine bağlı olan iki eski sosyalist cumhuriyet için bu deneme, Avrupa Elektrik İletim Sistemi İşleticileri Birliği (ENTSO-E) ile uyumun ilk adımıydı. Rusya, üç saat sonra Ukrayna’yı vurdu. Bakan Parlicov, kendinden emin ifadelerle, “İşgalin zamanlamasıyla bu test arasında bir bağlantı var. Moskova, yapılan testin Ukrayna’yı savunmasız hale getirdiğini biliyordu” diye konuşuyor. Birçok uzman bunun yalnızca bir tesadüf olduğunu düşünse de bakanın anlattıkları Moldava’da enerji konusunun ne kadar siyasallaştığını ortaya koyuyor. 2.6 milyon nüfuslu Moldova, savaştan önce tek tedarikçisi olan Rus Gazprom’dan yaz aylarında günde 5.7 milyon, kış aylarında ise günde 8 milyon metreküp doğal gaz alıyordu. Avrupa Birliği’nin 2027’ye kadar Rus doğal gazını tamamen terk etme politikasını izleyen hükümet, son iki yılda tedarik kaynaklarını çeşitlendirdi. (1)
Moldova’nın ana gaz arteri, Sovyet döneminde inşa edilen ve Ukrayna üzerinden geçen kara koridoruydu. Bu hat, Dinyester Nehri’nin sol yakasında, Moldova’nın sanayi merkezi olan Transdinyester’de yer alan en büyük elektrik santralini besliyordu. Transdinyester bölgesi, Rusya Federasyonu’na bağlanma talebinde bulunduktan sonra da sistem işlemeye devam etti. “Sağ yaka”, yani Moldova’nın geri kalanı, genellikle yılda bir kez güncellenen sabit fiyat formülüne dayanan beş yıllık sözleşmeler kapsamında tercihli tarifelerden yararlanmaya devam etti. Transdinyester ise bu süreçte pozisyonunu güçlendirdi; Rusya’dan ücretsiz olarak sağlanan gazla ürettiği elektriği satarak gelir elde etti.
Özel İçerik
Bu içerik sadece gazeteye abone olan okuyucular içindir.Yazının devamını okumak için gazetemize abone olmak ister misiniz?