SERGE HALIMI
Çeviri: DİLAN YILMAZ
Barack Obama’nın 2008 senesinde Beyaz Saray’a seçilmesi, farklılıklara daha saygılı, daha adil ve daha aklı başında “yeni bir Amerika”nın doğuşunu ilan ediyordu. Demokratların zaferi, ideolojik veya siyasi bir kopuş değil, demografik ve sosyolojik bir dönüşümün sonucu olarak görülüyordu. Bunun nedeni ise ülkenin ilk Afro-Amerikalı başkanının çatışmadan hazzetmeyen entelektüel bir lider imajı çizmesiydi. Sürekli artan göçmen sayısı, çoğunluğu Cumhuriyetçi olan beyaz seçmenlerin oranını azaltırken, daha eğitimli ve yüzü ileriye dönük nesiller de geleneksel değerlere bağlı olan eski nesillerin yerini alıyordu.
Demografik değişimin, böylesi bir mutluluğu neredeyse hiçbir çaba veya mücadele gerektirmeden mümkün kılıyor olması çok daha doğaüstü görünüyordu. Bu iyi haber, zor durumda olan Avrupa sosyal demokrasisini sevindirdi. O sırada Uluslararası Para Fonu (IMF) Başkanı olan Dominique Strauss-Kahn’ın, bir yıl sonra yapılacak Fransa Cumhurbaşkanlığı seçimlerini kazanmasına yardım etmeyi amaçlayan Terra Nova Vakfı’nın adıyla anılan “Terra Nova Stratejisi”ne de ilham kaynağı oldu. Eski sosyalist ekonomi bakanı, solun 2002 yılında işçi sınıfı seçmeni kaybetmesine dair uzun teoriler geliştirmiş ve bu teorilere teslim olmuştu. (1) Terra Nova, kadınlardan, gençlerden, iyi eğitimlilerden, “azınlıklardan ve işçi sınıfı mahallelerinden” oluşan yeni bir blokun, yani “Obama koalisyonu”nun Fransa’daki karşılığının, Avrupalı sosyal demokratların klasik seçmen tabanının ilgisizliğini telafi edebileceğini öne sürüyor ve şu analizi yapıyordu: “İşçi sınıfını merkeze alan solun tarihi koalisyonu geriliyor. Yeni bir koalisyon ortaya çıkıyor; yarının Fransa’sı: Daha genç, daha çeşitli, daha kadın kadın ağırlıklı…” (2) Sonucun ne olduğunu hepimiz biliyoruz…
Özel İçerik
Bu içerik sadece gazeteye abone olan okuyucular içindir.Yazının devamını okumak için gazetemize abone olmak ister misiniz?