ADRIEN CLUZET
Uluslararası ilişkiler alanında araştırmacı.
İranlı yönetmen Muhammed Resulof, geçen 25 Mayıs’ta son filmi “Kutsal İncir Tohumu” ile Cannes Film Festivali’nde jüri özel ödülüne layık görüldü. Törende, Resulof’un ülkesinde çalışmasının yasaklandığı, hapsedildiği ve sonunda sürgünde yaşamak zorunda kaldığı anımsatıldı. İran İslam Cumhuriyeti’nin değerlerine uygun olduğuna karar verilen bir başka İran filmi, “Kutsal İncir Tohumu”ndan çok önce uluslararası alanda büyük başarı sağlamıştı. Asghar Ferhadi’nin “Bir Ayrılık” (2011) adlı filmi, Hasan Ruhani’nin devlet başkanlığı döneminde (2013-2021) yaşanan ve nükleer anlaşmanın (2015-2018) izin verdiği göreceli açılımdan birkaç yıl önce İran’da yeni bir dalganın doğuşunu simgeliyordu. Nahid (Ida Panahandeh – 2015), Müşteri Ferhadi – 2016) ve o dönem henüz çalışması engellenmeyen Resulof’un “Dürüst Bir Adam” (2017) gibi filmleri de bu dalganın başarılı örnekleri arasında yer alıyordu.
Bu filmlerin büyük kısmı, o dönemde İran sinemalarında gösterime girdi. Ancak asıl büyük beğeniyi ve ticari başarıyı uluslararası arenada yakaladılar. Kültürel etki alanı oluşturma arayışı, küreselleşmeden kısmen çekilmiş rejimin çıkarlarına hizmet ediyordu. (1) Özellikle 1990’larda devlet tarafından verilen yapım ve ihracat desteklerinden yararlanan Hüsrev Sinai’nin “Aşk Sokakları” (1991) ve Mecid Mecidi’nin “Cennetin Çocukları” (1997) gibi başarılı filmler, İslam Cumhuriyeti’nin sinema yapımlarını uluslararası alana çıkarma konusundaki kararlılığını ortaya koyuyordu.
Özel İçerik
Bu içerik sadece gazeteye abone olan okuyucular içindir.Yazının devamını okumak için gazetemize abone olmak ister misiniz?