AKRAM BELKAKÏD
ÇEVİRİ: YAREN ŞAHİN
“Allah’a şükürler olsun, tiran kaçtı…” Bu söylenti, 7 Aralık’ı 8 Aralık’a bağlayan gece, henüz Suriyeli yetkililer tarafından teyit edilmeden önce Arap sosyal medya hesapları arasında hızla yayılıyordu. Devlet Başkanı Beşar Esad, bilinmeyen bir yere gitmek üzere ülkeyi terk etmişti. Daha sonra kendi isteğiyle Moskova’ya sürgüne gittiğini öğrenecektik. Heyet Tahrir el-Şam (HTŞ) ile birlikte Esad’ın devrilmesinde rol oynayan iki büyük örgütten biri olan Suriye Milli Ordusu (SMO) askerlerinin başkentin dış mahallelerindeki ilerleyişini gösteren görüntülere karşın, birkaç saat boyunca ortama coşkudan çok şüphe ve ihtiyat hâkim oldu. Ancak belirsizlik kısa sürede ortadan kalktı. 1971 – 2000 yılları arasında devlet başkanlığı yapan babası Hafız Esad’ın yerine geçen ve muhaliflerine karşı 24.5 yıl boyunca acımasız bir yönetim sergileyen Beşar Esad, neredeyse herkesi şaşırtarak kaçtı.
Orta Doğu’nun acılarla dolu tarihinde yeni bir sayfa açıldı. Suriye’deki rejimin çöküş nedenlerini, İsrail ordusunun Gazze ve Lübnan’da gerçekleştirdiği kitlesel katliamlar ve yıkımlar ile Hizbullah ve Hamas’ın geri çekilmesinin damgasını vurduğu bir bağlamda anlamaya çalışmak, bu çöküşün olası jeopolitik sonuçlarının taslağını çıkarmamıza yardımcı olur. İsrail ve İran arasındaki kısa süreli balistik çatışmaları ve Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin (UCM) kasım ayında İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu ve eski Savunma Bakanı Yoav Gallant hakkında Filistin bölgesinde işlenen savaş suçları ve insanlığa karşı suçlar nedeniyle tutuklama emri çıkardığını unutmamak gerekir.
Kendi topraklarını yeniden fethetme dışında vaadi yoktu
Özel İçerik
Bu içerik sadece gazeteye abone olan okuyucular içindir.Yazının devamını okumak için gazetemize abone olmak ister misiniz?