ERKAN BAŞ
Türkiye İşçi Partisi Genel Başkanı
Türkiye bir kez daha siyasetin hızlı aktığı, emekçilerin hayatını doğrudan etkileyecek gelişmelerin bir çırpıda yaşandığı bir döneme girdi. Bu tip dönemlerde sakin kafayla, oturaklı analizler yapmak ve bu doğrultuda siyasete sıradan yurttaşın penceresinden bakıp müdahaleler geliştirmek zorlaşır. Hele artık siyasetin gündelik bir yaşamsal faaliyet olmaktan çıkarılıp git gide profesyonel bir meslek olmaya doğru daraltıldığını düşündüğümüzde gerçekten de zor. Le Monde diplomatique Türkçe, benden güncel gelişmelere ilişkin görüşlerimi aktarmamı istediğinde, tüm zorluğuna rağmen bir geniş çerçeve çizmek ve bu çerçeveden gördüklerimi paylaşmak istedim.
“Bu tip dönemler kafa karıştırır, şüphe ettirir, kararsız bırakır” dedik. Tersinden söyleyelim: Emekçi halk gündelik siyasetin doğrudan bir parçası haline geldiğinde her şey su gibi berraklaşır. Gezi Direnişi’ni hatırlayın; doğadan, özgürlükten, adaletten yana olanlar ile olmayanlar arasındaki fark bıçak gibi keskindi. Türkiye’de yaşayan her bireyin kendi özgünlüğünü muhafaza ederek bir arada, barış içinde yaşayabileceğini savunanlarla savunmayanlar arasındaki fark da öyle.
Özel İçerik
Bu içerik sadece gazeteye abone olan okuyucular içindir.Yazının devamını okumak için gazetemize abone olmak ister misiniz?