SOPHIE BÉROUD, MARTIN THIBAULT
Laurent Berger, 9 Şubat’ta haber dergisi L’Obs’da, “Ayağa kalkan Fransa, çalışan ve adil olmayan bir reformu reddettiğini demokratik bir şekilde ifade eden Fransa’dır” diyor ve “Bu hareket CFDT’ye benziyor” diye devam ediyordu. Peki Fransız Demokratik İşçi Konfederasyonu (CFDT) bugün neye benziyor? Nerede duruyor? Konfederasyon, hükümet yaşanan sağlık krizi nedeniyle önceki reformdan vazgeçmeden hemen önce, ülkedeki en büyük işveren konfederasyonu olan Mouvement des Entreprises de France (Medef) ile birlikte emekli maaşlarının finansmanına ilişkin bir konferansa katılmaya hazırlanıyordu. Üç yıl sonra ise CFDT Genel Sekreteri Berger, basın tarafından Başbakan Elisabeth Borne’un projesine karşı harekete geçen sendikalar arası grubun lideri olarak gösteriliyor. Berger, daha önceki mücadelelerdeki (1) seleflerinin aksine pes etmedi. Birçok yorumcu bu kararlılığı, Haziran 2022’de yapılan kongrede delegelerin yüzde 67’sinin aidat ödeme süresinin uzatılmasını reddeden değişikliği, yönetimin talebine karşın kabul etmesine bağlıyor. Konfederasyonun bu sürenin artırılmasını 10 yıl boyunca desteklediğini anımsarsak, böyle bir dönüşü nasıl açıklayabiliriz? Bu çizgi değişikliğini de kapsayan yeni mücadele anlayışını nasıl idrak edebiliriz? Hiç kuşkusuz, “sosyal diyaloğun” yakın tarihine bakarak… Bu sayede, sendikaların nasıl bir çıkmaza sürüklediğini ve bu çıkmazdan kurtulma yolunda karşılaşılan zorlukları daha iyi anlayabiliriz.
Kabul edilebilir uzlaşmalar ve daha dar bir eylem anlayışı
Özel İçerik
Bu içerik sadece gazeteye abone olan okuyucular içindir.Yazının devamını okumak için gazetemize abone olmak ister misiniz?