MAËLLE MARİETTE / Gazeteci
“Ekonomik anlamda sisteme müdahalemiz bir nevi Star Wars’da Darth Vader’ın birini boğazlamasını andırıyor.” Eski ABD Ulusal Güvenlik danışmanı John Bolton, 22 Mart 2019 tarihindeki bu sözleriyle Univision kanalında Amerika’nın Venezuela konusundaki stratejisine ışık tutmayı amaçlıyordu. Temmuz 2017’de başlatılan ABD yaptırımları, zaten derin olan yerel krizi, ABD’nin eski Venezuela Büyükelçisi William Brownfield’ın 12 Ekim 2018’i “trajedi” olarak adlandırdığı bir duruma dönüştürdü. Arkasından da sakince , “Hızlandıracak bir şey yapabilirsek, zaten yiyecek ve ilaç bulmakta zorlanan milyonlarca insanı etkileyeceğini bilerek yapmalıyız. (…) Hedefimiz bu ağır cezayı haklı çıkarıyor (1)” diye ekliyordu.
Washington’un Başkan Nicolas Maduro’yu devirme çabalarıyla, bir ülkeyi silahsız bir şekilde yok etmenin mümkün olduğu ispatlanmış olacaktı. Diğer uluslara yaptırım uygulama gibi “yıkıcı bir ayrıcalığa” sahip olunduğunda, ekonomileri mahvetmek, kamu kurumlarının tamamını yok etmek, toplumları parçalamak mümkün hale gelir. Ve sonra aniden fikirler değiştirilebilir… Rusya’nın Ukrayna’yı işgali sonrasında enerji piyasasındaki gerilimler, Amerikan Başkanını, ülkesinin o zamana kadar tanımadığı bir siyasi liderle diyaloğunu yenilemeye yöneltirken Amerikan yaptırımlarının da kaldırılması söz konusu hale gelebilir.
Özel İçerik
Bu içerik sadece gazeteye abone olan okuyucular içindir.Yazının devamını okumak için gazetemize abone olmak ister misiniz?