RENAUD LAMBERT
Şili halkının çok geniş çoğunluğunun, çok sayıda ilerici yönü olduğu bilinen Anayasa tasarısını (1) reddetmesi, ülkedeki ilerici aydınları üzüntüye boğdu. Halk, ilerici aydınları bir kez daha düş kırıklığına uğrattı. Neoliberalizmin Latin Amerika’daki eski laboratuvarı, son birkaç yıldır umut odağına döndüğünden yaşanan şaşkınlık da bir o kadar büyüktü. (2)
Oy verenlerin yüzde 62’sinin, Augusto Pinochet diktatörlüğünün (1973-1990) miras bıraktığı anayasanın temelindeki neoliberal modelden ayrılan ve yerli halkların tanındığını ilan eden metni reddetmesinin sol güçler üzerinde yarattığı sarsıntı çok şiddetli oldu. Oy kullanmanın zorunlu olduğu ve yüzde 85 oranında bir katılım sağlanan bir seçim ortamında, işçi sınıfının sandıktan kaçınma eğiliminde olduğuna işaret ederek teselli bulmak zor olur. Geçen 4 Eylül günü, insanlar ne kadar yoksulsa o kadar çok oy vermeye gitti ve oylamaya sunulan belgeyi reddetti. Santiago Kalkınma Üniversitesi tarafından yapılan bir araştırma, en düşük gelire sahip olan halkın yüzde 20’sinin, yüzde 75 oranında, en varlıklı beşte bir oranındaki kesimin ise yüzde 60 oranında “Rechazo” yani “metne karşıyım” oyu verdiğini, düşük gelirli kesimin katılımının yüzde 87, üst gelire sahip sınıfların katılımının ise yüzde 82 olduğunu ortaya koyuyor (3).
Özel İçerik
Bu içerik sadece gazeteye abone olan okuyucular içindir.Yazının devamını okumak için gazetemize abone olmak ister misiniz?