JACQUES TESTART
Doğacak çocukları seçmek için yumurtaları ayıklama konusunda son birkaç yılda baş döndürücü bakış açıları ve süreçler gelişti. 2016’da Japonya’da “yeniden programlanmış” fare cilt hücreleri gametlere dönüştürülebildi ve bu da verimli fareler (1) üretilebilecek canlı embriyoların elde edilmesini sağladı. Deri hücreleri sınırsız bir kaynak oluşturduğundan, türümüze uygulanan bu teknoloji bol miktarda embriyo üreterek preimplantasyon genetik tanı (PGT) uygulamasında devrim yaratabilir. Çok sayıda embriyo mevcutsa, belirli özelliklere sahip olanları seçme olasılığı önemli ölçüde artar. Böyle bir evrim, türlerin birkaç nesilde genetik olarak yeniden şekillenmesinin yolunu açacaktır.
Böyle bir antropolojik riskle karşı karşıya kalındığında dünyadaki siyasi ve etik otoritelerin, ilk klonlanmış memeli koyun Dolly’nin medyaya sunulmasından sonra, yani 1996’da yaptıkları gibi, insan türünde “klonlama” üzerine yapılacak tüm araştırmaların yasaklanmasını gerekçelendirerek tepki vereceklerini düşünebilirdik. Aksine, Fransa’da kabul edilen 2 Ağustos 2021 tarihli Biyoetik Yasası, transgenik embriyoların yaratılmasına izin veriyor. Yassa, insan-hayvan kimeralarının yaratılmasını ve aynı zamanda insan gametlerinin laboratuvar ortamında üretimini (madde 20 ve 21) teşvik ediyor.
Özel İçerik
Bu içerik sadece gazeteye abone olan okuyucular içindir.Yazının devamını okumak için gazetemize abone olmak ister misiniz?