NEBAHAT KOÇ
Amerikalı sanatçı Cindy Sherman’ın eserleriyle tanışmam yukarıda da dediğim gibi geçtiğimiz günlerde gezdiğim Staatsgalerie Stuttgart sayesinde oldu. Almanya’daki bu müzenin ilgi çekici bir koleksiyonu var ama Sherman’ın Anti Fashion adlı sergisi benim için ayrıca sürpriz oldu. Sergi için yapılan birçok broşür ve kitapçık, ziyaretçilerin merakını giderme noktasında önemli bir katkı sunuyor. Sergiye girişte, duvarda eserler hakkında detaylı bilgiler yer alıyor. Serginin afişi bile hem sanatçının hem de eserlerinin sıra dışılığına ve özgünlüğüne dair ipucunu veriyor
Belirsizlik meraklandırıyor
Sherman’ın Anti Fashion sergisini gezmeye başladığınız daha ilk anda aklınızda hemen sorular beliriyor, merakınız da artıyor. Sanatçının eserleri kişi fotoğraflarından oluşuyor. Sherman, kimi bir ev kadını, bir model ya da bir palyaço olan değişik karakterleri mercek altına almış. Çeşitli kostümlere bürünmüş fotoğraflardaki kişiler birbirine çok benziyor! Aynı kişi mi farklı insanlar mı? Ayırt edemiyorsunuz. Daha dikkatli incelemenize rağmen yine de tam emin olamıyorsunuz. Serginin tamamını gezdikten sonra, eserlere iyice odaklanınca biraz fikir ediniyorsunuz… Ama tabii ki yeterli değil.
Sanatçıyı ve çalışmalarını tanıdıkça Sherman’ın moda, sinema, reklam ya da popüler kültür gibi tüm kitle iletişim araçlarının yarattığı kadın imajına odaklandığını öğreniyorum. Bu sergisinde de moda ve sanat etkileşimine yoğunlaşan Sherman yaş, cinsiyet ve klişeler üzerinden kalıplara meydan okuyor. Bunu da, kendi fotoğraflarını kullandığı çeşitli insan tipleriyle yapıyor. Farklı kişilere bürünerek kendisini dönüştüren sanatçı, değişik kostümlerden, peruklardan ve makyaj tekniklerinden yararlanıyor. Her zaman farklı kimliklerle deneyler yapan sanatçının özgünlüğü de imzası da burada.
Kendisi ama otoporte değil
Sergide, sanatçının kendisi üzerinden yaptığı kadın yorumlamalarının yanı sıra az sayıdaki erkek portreleri de göze çarpıyor. Sherman, bu canlandırmalarının kesinlikle otoportresi olmadığını, “Otoporte çekmiyorum. Her zaman fotoğraflarda kendimden olabildiğince uzaklaşmaya çalışıyorum” sözleriyle ifade ediyor.
Bugün 69 yaşında olan sanatçı, bu özgün tarzını, New York Eyalet Üniversitesi’nde sanat okuduğu öğrencilik yıllarında oluşturmuş. Hem kıyafetini hem de makyajla görüntüsünü değiştirerek kendi portrelerini çekmeye o yıllarda başlamış. 1970’li yıllarda, filmlerdeki kadınlara verilen klişe rolleri sorgulayarak model olarak da kendisini fotoğraflayarak İsimsiz Film Kareleri (Untitled Film Stills) serisini oluşturmuş. Bu seri 1995 yılında New York Modern Sanatlar Müzesi tarafından bir milyon doların üzerinde fiyata satın alınmış, böylece Sherman, adını sanat dünyasına kalıcı olarak yazdırmayı başarmış.
İsimsiz isimli çalışmaları
İsimsiz demişken sanatçının kendisine has bir özelliği daha var. Fotoğraflarını untitled (isimsiz) olarak adlandırıyor. Yani tüm düşünceyi, yorumu karşısındaki kişiye bırakıyor. İlgilenenler ve Almanya’ya ziyaret planlayanlar için Anti Fashion sergisinin 10 Eylül 2023 tarihine kadar gezilebileceğini hatırlatayım. Bununla birlikte yolu Stuttgart’a düşenler, bu sergiyle birlikte Staatsgalerie’nin kalıcı sergilerini de mutlaka gezmeli…