DANIEL FINN
Kuzey İrlanda, otuz yıl boyunca çağdaş Avrupa tarihinde benzeri görülmemiş bir savaşa sahne oldu. Kuşatmaların, muharebelerin, hava bombardımanlarının olmadığı bir savaş… İngiliz ordusunu karşısına alan ve gölgelerde pusuya yatan bir düşman, kot pantolonunu kamuflaj kıyafeti ile değiştirdi, hafif silahlar kuşandı ve her yere ev yapımı bombalar yerleştirdi. Zirvede olduğu dönemde İrlanda Cumhuriyet Ordusu’nun (IRA) en az on bin üyesi olduğu söyleniyor; Kuzey İrlanda işçi sınıfının büyük kısmının onun saflarına geçtiği görünüyordu. (1) IRA’nın siyasi kanadı Sinn Féin, silahlı kampanyaya koşulsuz destek politikası uyguladığı dönemde milliyetçi oyların yüzde 40’a yakınını alıyordu. En güçlü Avrupa devletlerinden birine karşı direnişi mümkün kılan bir bağlılık – veya hoşgörü – seviyesi vardı. Yüksek rütbeli İngiliz subaylar, Orta Doğu’daki son savaşlar sırasında “Kuzey İrlanda’daki hem kentsel hem de kırsal gerilla savaşına karşı zorlu mücadelede edinilen belirli teknikleri ve uzmanlığı” kullandıklarını kabul ettiler (2).
Bosna ve Lübnan gibi ülkelerde dökülen kanla karşılaştırıldığında, kayıpların sayısı (3 bin 500’ün biraz altında ölü ve 48 bin yaralı) önemsiz görünebilir… Ancak, Kuzey İrlanda’nın nüfusuna oranla düşünüldüğünde (sorunların başlangıcında 1.5 milyondan fazla, sona erdiğinde ise yaklaşık 1.7 milyon) bu sayılar, Büyük Britanya ölçeğinde 2 milyon yaralıya ve 125 bin ölüme denk geliyor ki bu da İkinci Dünya Savaşı sırasında Britanya’nın verdiği kayıpların yarısı ediyor. Ölenlerin yüzde 70’i sivildi. Bununla birlikte, bu yıkıcı çatışma Batı Avrupa’da, siyasi istikrarı ile tanınan oldukça gelişmiş bir ülkede gerçekleşti. Harold Wilson ve Edward Heath’ten Margaret Thatcher ve Antony Blair’e kadar bir nesil başbakan kendi topraklarında benzeri görülmemiş bir tehditle karşı karşıya kaldı. 7 Şubat 1991’deki bir havan topu saldırısı, John Major’ın ofisini neredeyse yerle bir edecekti.
Özel İçerik
Bu içerik sadece gazeteye abone olan okuyucular içindir.Yazının devamını okumak için gazetemize abone olmak ister misiniz?