SILA ÖZDOĞRU, İLAYDA AYNUR ÖNEMLİ, BATU ÇAKAN
Türk gazeteciliğinin ölümsüz isimlerinden Uğur Mumcu’nun aramızdan ayrılışının üstünden geçen 31 yılda Sakıncalı Piyade’nin gazeteciliği, gelecek nesillere örnek olmaya devam ediyor. Uğur Mumcu’yu; onu hiç göremeyenlerden, açtığı yolda yürümek isteyenlerden dinledik. Galatasaray Üniversitesi İletişim Fakültesinden 10 öğrenci; Mumcu’dan nasıl etkilendiklerini, kendileri için ne ifade ettiğini ve neden asla unutulmayacağını anlattı.
YUNUS CAVİT İBİŞ (20):
Uğur Mumcu özgürlüğün kıvılcımı olarak yaşamış, ölümünden sonra özgürlüğün ateşi olmuştur. Fakültemizde, özellikle gazetecilik modülünde, öğrencilerin en çok idolleştirdiği isimlerdendir. Hayatını laik Türkiye’ye adayan Uğur Mumcu’nun derin devlet ve tarikat ilişkilerini incelemesi hem basın tarihimizde hem siyasi tarihimizde önemli yere sahiptir. Konuşulmayan bu konuları cesurca ve azimle inceleyişi, onu kendime en çok örnek aldığım kişilerden biri hâline getirdi.
CİHAN HOŞGÖNÜL (20):
Benim için Uğur Mumcu, Türk basın dünyasındaki en etkili isimlerden bir tanesi. Çok farklı konularda, daha öncesinde ayrıntılarıyla değinilmemiş konularda çalışmalar yapmış bir kişi. Kendisinin bir suikast sonucu öldürülmesi Türkiye adına çok önemli bir kayıp. Hayatta olsaydı çalışmalarına aynı hızla devam eder ve günümüz Türkiyesi’ni daha iyi anlamamız için değerli eserler verirdi diye düşünüyorum. Bence gazetecilik okuyan herkesin kendisine idol edinmesi gereken bir insan. Kitaplarını ben ilk kez lisede okul kütüphanesinde görmüştüm. Orada ilgimi çeken kitaplardan bir tanesi de Sakıncalı Piyade’ydi. Uğur Mumcu’nun hayatına ilgim böyle başladı. O dönem kendisinin birçok eserini okudum. Kitaplarının hepsi akıcı ve rahatça okunabilir nitelikte ve üslubu, gençlerin geniş külliyatına erişimini kolaylaştırdı. Gerçekleri aktarırken kullandığı sade dil ile bilgiyi demokratikleştirdi.
YİĞİT KAYRA KAZIL (21):
Memleketim Muğla’nın merkezindeki ana caddelerden birinin ismi Uğur Mumcu Bulvarı. Altı-yedi yaşlarında, okumayı yeni öğrenmiş ve elinin altında internet olan bir çocuk olarak gördüğüm her ismi araştırıyordum. Merak edip Uğur Mumcu’yu araştırdığımda öldürülen gazetecilerimizden olduğunu gördüm. Okumayı gazetelerden öğrendim, hayatım boyunca gazeteciliğe ilgim vardı ve Uğur Mumcu’nun hayatını okumam ile bu ilgi güçlendi, yaptıkları ve yaşadıkları beni çok etkilemişti. Benim gözümde Uğur Mumcu, Türkiye tarihinin en önemli gazetecilerinden biri, belki de en önemlisi. Uğur Mumcu ve hayatının kesinlikle iletişim fakültelerinde okutulması gerektiğini düşünüyorum ama doğası nedeniyle günümüz Türkiyesi’nde yapılabilir mi bilmiyorum. Uğur Mumcu cinayeti, yakın tarihin en bulanık olaylarından biri. Normalde cımbızla incelenmesi gereken olay yerinin çöpçüler tarafından süpürülmesiyle başlayan süreç oldukça çetrefilli ilerledi. Kaynağına inmemiz gereken bu olayın üstü kapatılmaya çalışıldı. Keşke ona adanmış bir ders olsa, keşke öldürülen gazetecilerin anısını dersliklerimizde yaşatsak. Öldürülmesi Türkiye Cumhuriyeti için çok büyük kayıp. Cesur kalemiyle yazdıkları Türkiye’nin geleceğine ışık tutabilecek nitelikte yazılar kesinlikle. Ben gazetecilik modülünde değilim ancak gazetecilik seçecek olsaydım bu, Uğur Mumcu sayesinde olurdu.
EYLÜL ŞIRAY (19):
Uğur Mumcu sadece geleceğin gazetecileri için değil, bütün genç iletişimciler için çok önemli bir figür. Ben halkla ilişkiler alanında çalışmayı düşünüyorum. Uğur Mumcu’nun gazetecilik ilkelerini; şeffaflığını, dürüstlüğünü, her zaman toplum faydasını gözetmesini kendime örnek alıyorum. Halkla ilişkiler sorumlularının kapitalist düzen sebebiyle çalıştıkları organizasyonların çıkarlarını düşünerek hareket ettiği ve strateji geliştirdiği bir dünyada, topluma karşı bir sorumluluğum olduğunu unutmadan işimi yapmak istiyorum.
ATABERK ERGİN (29):
Ben eğer gazetecilik okuyorsam bu kararımda etkilendiğim isimlerin başında Uğur Mumcu geliyor. “En büyük gazeteci” unvanın gerçekten hakkını veren, ideolojiler üstü bir insandı. Uğur Mumcu bana bir kavramın ne kadar önemli olduğunu gösterdi: Muhalefet. Hayatta ben de her şeye karşı biraz daha muhalif bir bakış açısına sahibimdir ve Uğur Mumcu’nun bunda katkısı olduğunu düşünüyorum.
Yazdığı kitapları, köşe yazılarına baktığım zaman dedim ki “Ben böyle biri olmak istiyorum”. Uğur Mumcu’nun gazeteci olmayı seçmemdeki katkısından bence çok daha önemli bir şey. ‘Ben böyle biri olmak istiyorum’ dedim ve olmaya çalışıyorum. Umarım aynı sonu yaşamayız ama aynı ömrü yaşarız. Mumcu’nun, ilk yazısından son yazısına aynı çizgide ilerlediğini görebiliyoruz. Uğur Mumcu her zaman muhalifti, herkese karşı muhalifti ve bu felsefesini hayatı boyunca korudu.
Herkes Uğur Mumcu’yu belli bir sınıfa yormaya çalışır. Kendisini sosyal demokrat bir insan olarak tanımlamasına rağmen, yetmişlerin sonunda seksenlere doğru sivil iradeyi beceriksizlikle itham etmiştir. Aynı kişi seksenlerde yazdığı Rabıta kitabında ise askeri hükümeti eleştirmiştir. Eleştiremeyeceği kimse yoktu zaten. Bu yüzden de erken yaşta hayatını kaybetti. “Sakıncalı Piyade” ismini sonuna kadar hak etmiş bir insandı. Arkasında gerçekten kıskanılacak bir külliyat bıraktı.
ZEYNEP SENA ÇİL (20):
Uğur Mumcu’nun başlattığı araştırmacı gazetecilik günümüzde neredeyse yok denecek kadar az. Gazeteciler çeşitli kurumlar tarafından engelleniyorlar. Uğur Mumcu gibi araştırmacı gazeteciler var olmalı ki toplumsal bilincimiz gelişsin ve neyin doğru neyin yanlış olduğunu ayırt etme konusunda pek çok farklı kaynağa sahip olalım. Yankı odalarımızdan çıkıp farklı görüşlere hoşgörülü olmayı öğrenmemizin yolu bundan geçiyor diye düşünüyorum.
AHMET ÖZTÜRK (20):
Bir ülkede düşünceler, inançlar ve bu inançları somut çözüm yollarına bağlayacak seçenekler, ancak ve ancak ülke insanlarının varlıkları ve özverileri ile oluşur. Gazetecilik dünyamızın satılmayan, bükülmeyen, inancından başka hiçbir şeyin kavgasını yapmayan, dürüst yürekli ve müstesna bir kalemi olan Uğur Mumcu, bizlere birçok somut çözüm yolları ve seçenekleri sunan bu ülkenin özverili insanlarından biriydi. Uğur Mumcu’da “fikr-i takip” vardı ve bu konuda örnek sayılacak kadar inatçıydı. Onun trajik ölümü; bu ülkenin geleceğine, Atatürk ilkelerine sıkı sıkıya bağlı kuşaklara bir rehber olmaktadır. Uğur Mumcu, toplumsal amaçlar yumağını, bir değerler sistemini simgeliyor. Onun adanmışlığı, bağımsızlık ve çağdaşlık ideallerini benimseyen genç nesillere ilham vererek demokratik bir Türkiye’nin temellerini atmıştır ve atmaya devam etmektedir.
İPEK KAMÇI (20):
İnatçı, azimli, kararlı, özgür düşünceyi savunan, laik, aydın ve kuşkusuz işinin ehli gazeteci olmanın bedeli ne? Sadece bilgiyi aktarmak değil onu etik çerçeve içerisinde aktarabilmek, konuşulmayanı daha doğrusu konuşulmaya cesaret edilemeyeni kamuoyuna duyurmak, halkın gerçekleri öğrenmesini sağlamak; bunun bedeli bu ülkede neden bu kadar ağır?
Çoğumuzun susmak için bahaneleri var korkularımız engel oluyor bize, peki ya bu bahanelere sığınmayanlara ödememiz gereken bir borcumuz yok mu bizim? Gerçeklerin ortaya çıkmasını engelleyen duvarı oluşturanlara ‘Dur’ demek, ‘Çekelim bir tuğla yıkılsın artık bu duvar, çıksın ortaya gerçekler’ demek neden bu kadar zor? Duvarın altında kalacak olanlar neden ve kimler tarafından korundu, korunmaya devam ediyor, soruyor muyuz bunları? Geçmişte üzerimize sinen karanlıktan arınmadan geleceği aydınlatabilir miyiz? Daha ne kadar bu yükle yaşayabiliriz, vicdanımız daha ne kadar dayanabilir bu suskunluğa? Sorular zor değil ama cevaplayabilmek yürek istiyor belli ki. Uğur Mumcu’nun cesaretine erişebildiğimiz günlere; inançla, özlemle…
ALKIN ŞENTÜRK (20):
Uğur Mumcu, Türk medyasına ve gazeteciliğine en büyük etkiye sahip olan kişilerden biridir. Sadece olanları şeffaf şekilde anlatan bir gazeteci değil, ayrıca olan olayların gün yüzüne çıkması için korkusuzca, hatta ucunda ölüm olsa bile kararlılıkla çalışan büyük bir insandı.
1980 darbesi sonrası basının susturulduğu, aydınların içeri atıldığı veya baskılarla uğraştığı, gazetecinin sözlerinin kesildiği dönemde bile çizgisini bozmayan, darbe dönemi koşullarıyla mücadele eden ve Türk milletine o dönemde olan olayları anlatan önemli biriydi.
Uğur Mumcu suikastı, Türkiye’nin başına gelmiş en kötü olaylardan. Faili meçhul bir cinayet olmasının yanında gerçeklerin üstüne bu kadar korkusuzca giden ve gerçeklerin bulunması için elinden geleni yapan Uğur Mumcu’nun vefatının arkasındaki gerçeklerin hâlâ ortaya çıkartılmamış olması da bence Türk medyasının en büyük ayıplarından biri. Uğur Mumcu yalnızca sıradan bir gazeteci değil, bu kadar ayrışmanın, çatışmanın, yalanın içinde; parayla iş yapan insanların, halkı galeyana getirmeye çalışan gazetecilerin arasında parlayan bir elmastı. Yalan söylemezdi, her zaman dürüsttü. Özellikle Türk medyasının geldiği hâli görünce Mumcu’nun değeri aslında çok daha fazla anlaşılıyor. Günümüzde yalan haberlerle para kazanmayı amaçlayan gazetecilerle, verilecek parayı düşünüp kendilerinden ödün veren sözde aydınlarla dolu bir piyasa var. Bu ortamda, Mumcu’nun ucunda ölüm olsa bile korkusuzca üstü kapanan olayları araştırdığını, yaptıklarını düşündüğümüzde onun değerini tam olarak anlıyoruz. Hangi milletten olursa olsun ileride gazeteci olmak isteyen herkes için Uğur Mumcu örnek olmalı. Kendisine olan vefa borcumuzu Türk gençleri olarak ödeyebileceğimizi zannetmiyorum çünkü o günleri anlamak için ve o günlerde olan olayların daha da derinine inebilmek için Uğur Mumcu’nun yapmış olan araştırmalara bakıyoruz hâlâ.
NART ELPEK (25):
Uğur Mumcu’yu gazetecilik okumaya başlamadan önce annemin koleksiyonunda bulunan Sakıncalı Piyade isimli kitabını okuyarak tanımıştım aslında. Askeri darbeler Türkiye tarihinde hep bulunan bir olay örgüsü şeklinde ve pek çok anlatıyla yer alır, ancak onun 12 Mart 1971 Muhtırası’nın acı yönlerini daha mizah içeren bir şekilde ele alması çok ilgimi çekmişti. Yavaş yavaş hayatını ve yazdıklarını okuyarak tanıdım onu aslında. Olayları şeffaf ve çarpıcı bir şekilde ele alması, hep gerçeği yazmaya odaklı olması da aslında benim hayatımda objektif olma gayemi güçlendiren bir parça oldu. Ne yazık ki pek çok gazeteci gibi suikastla susturulan Mumcu’nun değeri gün be gün daha da artıyor. Basının susturulmaya veya baskılanarak sesinin olması gerekeni yansıtmamaya yönlendirildiği bir dünya var geleceğimizde, ki günümüz Türkiyesi de buna en büyük örneklerden biri. Uğur Mumcu’nun yaptığı araştırmacı gazetecilik aslında hepimize örnek olmalı: Ne olursa olsun gerçekleri anlatmaktan korkmamalıyız. Gazeteci dürüst, eleştirel, cesaretli ve tarafsız olmalıdır. Gerçeğe ulaşmak için de gerektiğinde inatçı ve azimli olmalıdır. Uğur Mumcu, Türkiye için eşsiz bir gazetecilik örneğidir. Bugün eğer gazeteci olmak yolunda ilerliyorsam, bunda Uğur Mumcu’nun etkisi azımsanamayacak kadar çok büyüktür.