FRÉDÉRIC LEBARON
L’École Normale Supérieure Paris-Saclay’de sosyoloji profesörü.
Çeviri: DİLAN YILMAZ
Ursula von der Leyen, Temmuz 2019’da yapılan oylamada az bir farkla Avrupa Komisyonu Başkanı koltuğuna oturduğunda herkes, Alman Hristiyan Demokrat Parti’nin bu son derece merkezci figürünün geleneksel görevlerini yerine getirmekle yetineceğini düşünüyordu: Bazen başka bir gezegendeymiş gibi davranan Brüksel bürokrasine şekil vermek ve Halk Partisi ile Avrupa Parlamentosu’nu liberallerle birlikte yöneten sosyal demokratlar arasındaki ince dengede temkinli adımlarla ilerlemek… Ancak Covid-19 salgını ve Ukrayna’daki savaş, her şeyi değiştirdi. Avrupa siyasetinin kurumsal boşluklarından yararlanan von der Leyen, savunma, çevre ve göç konularında, en ateşli federal Avrupa savunucularının inançlarını sarsmadan ya da ilerici ile muhafazakârların hassasiyetlerini rencide etmeden yeni yönelimler dayattı. Bu yaparken yalpalamalar da yaşadı: Mayıs 2020’deki ekonomik toparlanma planından ve Avrupa Birliği’ni daha sürdürülebilir bir kalkınmaya doğru yönlendiriyormuş gibi görünen Yeşil Mutabakat’tan, kendi siyasi hareketi ve tarım dünyasından gelen genel tepki üzerine geri adım attı.
Komisyon başkanlığına aday belirlenirken göz önünde bulundurulan tüm kriterler arasında, Bavyera’daki bir çiftçiye ya da Béarn’daki bir hayvan yetiştiricisine yakın olmak açıkça göz ardı edilmişti. Aristokrat Hansa soyundan gelen von der Leyen, Aşağı Saksonya Eyalet Başbakanlığı, Hristiyan Demokrat Birliği (CDU) Başkan Yardımcılığı ve Avrupa Komisyonu Rekabet Genel Müdürlüğü’nde üst düzey memurluk yapan babasının izinden gitti ve kendi topraklarında siyasete atıldı. Çocukluğundan beri dergi sayfalarında boy göstermeye alışkındı, muhafazakâr değerlere ve sofra dualarına saygı duyacak şekilde yetiştirilmişti. Kızıl Ordu Fraksiyonu’ndan gelen kaçırılma tehditleri nedeniyle London School of Economics’te sahte bir isimle eğitim gören, tıp doktoru olan, İngilizce ve Fransızca’yı çok iyi derecede konuşan von der Leyen, kalabalıklardan hoşlanmıyor, aktivistlerle bira içmek yerine ata binmeyi tercih ediyordu.
Başarısızlıklar yaşarı ama imajını güçlendirmeyi başardı
Özel İçerik
Bu içerik sadece gazeteye abone olan okuyucular içindir.Yazının devamını okumak için gazetemize abone olmak ister misiniz?